Çocuğunuza Sağlıklı Beslenme Alışkanlığı Nasıl Kazandırırsınız?

ÇOCUĞUNUZA SAĞLIKLI BESLENME ALIŞKANLIĞI NASIL KAZANDIRIRSINIZ?

 

Çocuğunuzu kucağınıza aldığınız ilk anı hatırlıyor musunuz? Kokusunu, yüzünü, ellerini… Nasıl hissetmiştiniz? Büyük ihtimalle içinizde kocaman bir mutluluk ve bir yandan da endişe vardı. Ebeveyn olduğunuz andan itibaren hissettiğiniz sorumluluk, endişe duygusu ile beraberinde gelir. Ebeveyn olmanın doğasında vardır bu durum. Sorumluluk skalası o kadar geniştir ki nereden başlayacağınızı bilemeyebilirsiniz. Nereden başlayacağınızı anlamanın en iyi yolu çocuğunuz için gerekli olan temel ihtiyaçları belirlemektir. Temel ihtiyaçların içerisinde çocuğunuzun barınma, beslenme ve güven gibi ihtiyaçları yer alır. Bu ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde karşılama konusunda bazen zorlanabilirsiniz. Bu çok normal. Özellikle tüketim toplumunda sağlıklı beslenme alışkanlığını çocuğunuza kazandırmanız bir hayli zor. Çocuğunuz için gerekli olan sağlıklı beslenme sürecini kolaylaştırmak için size bu yazıyı hazırladım. Yazı boyunca çocuğunuzun beslenme ihtiyaçlarını sağlıklı bir şekilde nasıl karşılarsınız buna odaklanacağız.  

 

Tüketim toplumunda yaşamanın en zor yanlarından biri sağlıklı beslenmeyi rutin haline getirebilmek. Hele ki çalışan bir ebeveynseniz zamanla yarışmak zorundasınızdır. İşten eve döndüğünüz andan itibaren yiyecek bir şeyler hazırlama telaşı sizi hızlı servis edilen gıdalara yöneltebilir. Bu döngüden çocuklarınız kadar sizler de etkilenebilirsiniz. Hızlı servis edilen besinlerin yağ oranı yüksek ve lif oranı düşük olduğu için fiziksel sağlığınız tehlikeye girebilir. Fiziksel sağlığınızın etkilendiği durumlardan psikolojik olarak da etkilenebilir ve olumsuz duyguları daha sık yaşamaya başlayabilirsiniz. Bu durum çocuğunuz veya partnerinizle olan ilişkinize de yansıyacaktır. Böylelikle sağlıklı beslenme süreci önce ebeveynlerde yani sizde başlamalıdır. Ebeveynin beslenme davranışı çocuğun besinler ile olan ilişkisini belirleyen etmendir. Çocuğunuza karşı davranışlarınız ile ilgili de ister istemez bir sorumluluğunuz vardır. Sağlıklı beslenebilmek günlük koşuşturmacalarımızın arasında zorlaşıyor, bunun farkındayım. Bu yüzden yaşadığımız toplum içerisinde kendi kurallarımızı nasıl koyarız buna odaklanalım. 

 

Büyük fast food zincirleri en çok çocuklara hizmet veriyor. Fast food gıdaların lezzetleri, popülerliği ve ulaşılabilir olması nedeniyle çocuklar bu gıdaları cazip buluyor. Bu zincirlerin özellikle okulların yakınlarında bulunması, akran iletişimi içerisinde bu konu üzerinden dönen sohbetler ve ucuzluk bu besinlere olan ilgiyi arttırıyor. Ebeveynlerin de çocuklarına fast foodu bir ödül olarak sunması sağlıksız besinleri çocuk için değerli bir hale getiriyor. Çocuğunuzun sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanabilmesi için ilk önce zararlı besinleri bir ödül olarak görmemesi gerekiyor.

 

Sağlıklı Besinleri Çocuğunuza Nasıl Sevdirirsiniz?

Çocuğunuza bir alışkanlık kazandırmak istiyorsanız; önce bu alışkanlığın onun seveceği bir şeye dönüşmesi gerekir. Çocuklar sevmediği şeyleri yapma konusunda çok dirençli olabilirler. Sizler de bu direnç karşısında ne yapacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. Eğer çocuğunuzun sağlıklı besinleri tüketmeye karşı bir direnci varsa bunun sebebi o besinlere karşı önyargılı olmasıdır. Bu önyargıları aşmak için çocuğunuz ile sağlıklı besinler arasında bir bağ kurmanız gerekir. Abur cuburların çocukların hayatında ne kadar önemli olduğunu biliyoruz çünkü çocuklar genellikle abur cuburlar ile bağ kurarlar. Sevdikleri bir diziyi izlerken, oyun oynarken veya havuz başında bu besinleri tüketirler.  Bu yüzden abur cubur tüketiminden sonra kendilerini mutlu hissederler. Mutluluğun sebebi; hem o besinler ile bağ kurmalarından hem de bu besinlerin çocuğa bir ödül olarak sunulmasından kaynaklanır. 

 

Tatları ve popülerlikleri sebebi ile bu gıdaların tüketimi giderek artıyor. Bu yüzden çocuklar ile abur cuburlar arasındaki bağ giderek güçleniyor. Ebeveynler olarak bu konuda nasıl bir yol izlemeniz gerektiği konusunda zorlanıyor olabilirsiniz. Böylesine popüler ve göz önünde olan bir sektörden çocuğunuzu uzak tutmak elbette kolay değil. Bu süreci nasıl kolay hale getireceğinize gelin beraber bakalım.  
 

Çocuğunuza Sağlıklı Beslenme Alışkanlığı Kazandırmanız İçin Öneriler

• Öncelikle bu sürecin zaman alacağını unutmayın. Kısa zamanda çocuğunuza alışkanlık kazandırma konusunda beklentiye girmemelisiniz. Sabırlı ve sakin olmak bu sürecin en önemli adımı olabilir.

 

• Bir çocuğa bir davranışı öğretmenin en güzel yolu örnek olmaktır. Sürecinize kendi beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek başlayabilirsiniz. Ebeveynlerinin sağlıklı beslendiğine şahit olan çocuklar bunları kendi yaşamlarına daha kolay uyarlayabilirler. 

 

• Çocuğunuza sağlıklı gıdaların yoğunlukta ve abur cuburların az miktarda bulunduğu karışık bir tabak hazırlayabilirsiniz. Besinler ve beyin arasındaki ilişkiyi kurmanız konusunda bu yöntem size yardımcı olacaktır. Çocuğunuzda sağlıklı besinlere dair bir tat algısı oluşturmayı amaçlarsanız daha hızlı bir yol alabilirsiniz. 

 

• Abur cuburların sağlıklı versiyonlarını pişirebilirsiniz. Ev yapımı hamburgerler, meyveler ile hazırlanmış çikolatalar veya fırında patates sizler için birer seçenek olabilir.

 

• Çocuğunuza tadını hiç bilmediği bir sebze ya da meyveyi ilk önce çok küçük bir miktarda tattırabilirsiniz. Bütün porsiyon olarak verdiğinizde çocuğunuz bu durumdan sıkılabilir. Tadına baktığı besin çocuğunuzun hoşuna gitmezse bu konu hakkında ısrarcı olmayın. Aradan biraz zaman geçtikten sonra başka bir şekilde o besini yeniden servis edebilirsiniz. 

 

• Yiyecekleri mümkün olduğunca çekici bir şekilde servis etmek çocuğunuza ilgi çekici gelebilir. Fast food zincirlerinin pazarlama fikirleri bu konuda size yardımcı olabilir. Örneğin; yiyecekleri komik şekillerde kesebilir, tabaklara emojiler ya da komik resimler çizebilirsiniz. Bir başka örnek olarak da; yiyeceklere değişik isimler koyabilirsiniz. ‘’Eğlenceli brokoli, şaşkın tavuk.’’ gibi. 

 

• Çorba, püre ve meyve gibi yiyecekleri sevilmeyen sebzeleri gizlemek için kullanabilirsiniz. 

 

• Mümkün olduğunca ailecek yemek yemeye özen göstermelisiniz. Yemek yemenin fizyolojik olduğu kadar psikolojik de bir yanı vardır. Çocuğunuzun aile yemeklerini sizinle vakit geçirdiği bir zaman dilimi olarak görmesi çok önemlidir. 

• Televizyon olmayan bir odada yemek yemek duygusal ilişkinizi daha sağlıklı bir hale getirebilir. Yemek esnasında ettiğiniz keyifli sohbetler çocuğunuz ile bağınızı güçlendirecektir.

• Elinizden geldiğince çocuğunuzun yemek planlamasında, alışverişinde ve yemeğin hazırlanması aşamalarında aktif rol almasını sağlayabilirsiniz. Basit ve zararsız uygulamaları çocuğunuzdan yapmasını isteyebilirsiniz. Örneğin; sebzeleri yıkamak, tabağa resim çizmek gibi. Bu aşamalar çocuğunuza ailesinin bir parçası olduğunu hissettirecektir. 

 

• Yiyecekleri özellikle sağlıksız atıştırmalıkları ödül ya da hediye olarak kullanmamalısınız. Bu durum çocuğa sağlıklı besinlerin kötü, abur cuburların iyi olduğunu düşündürebilir. 

 

• Evde abur cubur ve sağlıksız atıştırmalıklar bulundurmamaya özen göstermelisiniz. Bunun yerine çeşitli sağlıklı atıştırmalıklar bulundurabilirsiniz. 

 

• Abur cubur yemeyi tamamen yasaklamak iyi bir çözüm değildir. Arada bir atıştırmalık içecek, fast food tüketmesine izin verebilirsiniz. Örneğin; çocuğunuz arkadaşları ile gittiği bir gezide bu besinleri tüketebilir. Burada önemli olan nokta bu besinleri hediye olarak sunmamanızdır. 

 

• Çocuğunuza sağlıklı besinler ile ilgili kitaplar okumak çocuğunuzun bu besinlere karşı olan önyargısını kırabilir. 

 

• Çocuğunuz tüm bu adımları gerçekleştirmenize ve sabırlı bir tutum sergilemenize rağmen aşırı yemek seçme sürecini aşamazsa uzman bir çocuk psikologundan veya bir diyetisyenden destek alabilirsiniz.

 

Yazıyı değerli şairimiz Behçet Necatigil’in Kaynar Kazan Temmuz adlı şiirinde geçen: “Ah her şey çocukluktan gelmeli!” sözü ile bitirmek istiyorum. Çocuklukta kazanılan davranışların daha kalıcı olduğu bir gerçek. Umuyorum ki; yazıda yer alan öneriler ışığında çocuğunuza sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırabilirsiniz. Bu önerilerin yeterli gelmediği durumlarda mutlaka bir uzman görüşü almayı ihmal etmeyiniz. 

 

Sevgileri yarınlara bırakmayalım, hep sevgi ile kalalım!